Modern ve aynı anda zamansız bir hikâye içinde yaşadığımız sosyal ve politik şartların metaforu olan bir macera. Irkçılık, başkalarından duyulan korku, dışlanma korkusu gibi güncel temaları ve hiçbir engelin olmadığı bir kardeşlik dünyasına ait umutları işleyen bir roman.
Duvar o kadar yüksek ki tepesini zar zor görebiliyorsunuz, o kadar pürüzsüz ki bir kertenkele bile tırmanamıyor ve o kadar uzun ki kimse nerede başladığını ve nerede bittiğini bilmiyor. Arkasında ne olduğu tam olarak bilinmese bile bir sürü insan duvarı aşmaya çalışıyor. Neredeyse hepsi korku hikayelerinde anlatıldığı gibi dehşetle geri döndüler; diğerlerinden bir haber yok, belki başardılar belki de başaramadılar. Kim bilir? Miguel, duvarın yükseldiği çölün kenarında, şehirden uzakta bir çiftlik evinde yaşıyor. O duvar hakkında bir şeyler biliyor, diğer tarafa geçmeye çalışan çaresiz insanların oluşturduğu uzun kuyruğu görünce bu duruma kayıtsız kalamıyor.
Ve sonra nasıl olduysa bir gün şafak vaktinde koyunların arasında uyuyan üç kişiye rast geldikten sonra kıza çölden duvara kadar eşlik etmeye karar verdi? Onu bu hale ne getirdi? Üstelik oraya küçük bir oğlan ve Miguel’in koyunlarını çalan bir hırsızla birlikte gidiyor.
Tren de la Muerte gerçekten var, ayda bir çocuk yolcuları Guatemala'dan New Mexico sınırına götürüyor.
Duvar yok, onu ben uydurdum: iki ülkeyi kilometreler boyu bölebilecek bir duvar hayal edin. Peki, böyle bir duvar inşa etme fikri kimden gelebilir?
Modern ve aynı anda zamansız bir hikâye içinde yaşadığımız sosyal ve politik şartların metaforu olan bir macera. Irkçılık, başkalarından duyulan korku, dışlanma korkusu gibi güncel temaları ve hiçbir engelin olmadığı bir kardeşlik dünyasına ait umutları işleyen bir roman.
Duvar o kadar yüksek ki tepesini zar zor görebiliyorsunuz, o kadar pürüzsüz ki bir kertenkele bile tırmanamıyor ve o kadar uzun ki kimse nerede başladığını ve nerede bittiğini bilmiyor. Arkasında ne olduğu tam olarak bilinmese bile bir sürü insan duvarı aşmaya çalışıyor. Neredeyse hepsi korku hikayelerinde anlatıldığı gibi dehşetle geri döndüler; diğerlerinden bir haber yok, belki başardılar belki de başaramadılar. Kim bilir? Miguel, duvarın yükseldiği çölün kenarında, şehirden uzakta bir çiftlik evinde yaşıyor. O duvar hakkında bir şeyler biliyor, diğer tarafa geçmeye çalışan çaresiz insanların oluşturduğu uzun kuyruğu görünce bu duruma kayıtsız kalamıyor.
Ve sonra nasıl olduysa bir gün şafak vaktinde koyunların arasında uyuyan üç kişiye rast geldikten sonra kıza çölden duvara kadar eşlik etmeye karar verdi? Onu bu hale ne getirdi? Üstelik oraya küçük bir oğlan ve Miguel’in koyunlarını çalan bir hırsızla birlikte gidiyor.
Tren de la Muerte gerçekten var, ayda bir çocuk yolcuları Guatemala'dan New Mexico sınırına götürüyor.
Duvar yok, onu ben uydurdum: iki ülkeyi kilometreler boyu bölebilecek bir duvar hayal edin. Peki, böyle bir duvar inşa etme fikri kimden gelebilir?
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 1.500,00 | 1.500,00 |